Sağlıklı Yaşam İçin Check-Up
Check-up, kişinin sağlık durumunun belirlenmesi ve olası sağlık sorunlarının erken teşhis edilmesi için yapılan önemli bir tıbbi prosedürdür. Check-up programları kişinin genel sağlık durumunun değerlendirilmesi, vücutta oluşabilecek olası hastalıkların önceden tespit edilmesi ve önlenebilmesi amacını taşır. Özellikle belirli yaş gruplarında yapılan check-up programları, kişinin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için oldukça önemlidir.
Check-up programları kişiye özel olarak hazırlanıp kişinin yaşı, cinsiyeti, aile öyküsü ve diğer faktörler dikkate alınarak yapılır. Check-up programları genellikle fizik muayene, laboratuvar testleri, radyolojik incelemeler ve diğer tıbbi testleri içerebilir. Sonuçların rapor edilmesi ve önerilerin sunulmasıyla kişi, sağlıklı yaşam tarzını benimseyip sağlıklı bir hayat sürdürebilir.
Check-up programlarının yapılması, kişinin sağlıklı bir yaşam sürdürmesi için önemli bir adım olarak kabul edilir ve periyodik olarak yapılması önerilir. Check-up, kişinin sağlıklı yaşamasını sağlamak ve sağlık sorunlarının erken teşhis edilip önlenebilmesi için önemlidir.
Kadınlar için check-up genellikle kapsamlı bir muayeneyi içerir. Doktorunuz kadın sağlığıyla ilgili birçok konuda size sorular soracak ve sizi ona göre muayene edecektir. Tabloda kadınlar için check-up sırasında yapılan bazı testler ve muayene çeşidi bulunmaktadır:
Doktorunuz size hangi testi yaptırmanız ve muayeneleri olmanızın uygun olduğunu söyleyecektir. Ayrıca bazı durumlarda ileri inceleme veya tedavi gerekebilir.
Erkekler için check-up genellikle kapsamlı bir muayeneyi içerir. Doktorunuz erkek sağlığıyla ilgili birçok konuda size sorular soracak ve sizi ona göre muayene edecektir. Aşağıda erkekler için check-up sırasında yapılan bazı testler ve muayene çeşidi bulunmaktadır:
Doktorunuz size hangi testi yaptırmanız ve muayeneleri olmanızın uygun olduğunu söyleyecektir. Ayrıca bazı durumlarda ileri inceleme veya tedavi gerekebilir.
- Hemogram
- Demir
- Demir Bağlama Kapasitesi
- Ferritin
- GGT
- ALP
- Amilaz
- Kalsiyum
- Sodyum
- Potasyum
- İdrarda Mikroprotein
- Lp (a)
- Anti-TPO
- Anti-Troglobulin
- Folik Asit
- Vitamin B12
- Kalsidiyol
Ek Olarak Kadınlar İçin:
Kadın Check-Up ‘a dahil muayeneler.
Kadınlar için check-up genellikle kapsamlı bir muayene içerir. Doktorunuz kadın sağlığı ile ilgili birçok konuda size sorular soracak ve muayene yapacaktır. Tabloda kadınlar için check-up sırasında yapılan bazı testler ve muayeneler bulunmaktadır:
Doktorunuz size hangi testleri ve muayeneleri yaptırmak için uygun olduğunu söyleyecektir. Ayrıca bazı durumlarda ileri inceleme veya tedavi gerekebilir.
Ek Olarak Erkekler İçin:
Erkek Check-Up ‘a dahil muayeneler.
Doktorunuz size hangi testleri ve muayeneleri yaptırmak için uygun olduğunu söyleyecektir. Ayrıca bazı durumlarda ileri inceleme veya tedavi gerekebilir.
Check-up süreci genellikle aşağıdaki adımları içerir:
CHECK-UP SÜRECİ
- Randevu alma: Check-up yaptırmak istediğinizde doktorunuzla veya sağlık kuruluşunuzla iletişime geçerek randevu almalısınız.
- Hazırlık: Check-up için gerekli olan herhangi bir hazırlık yapmalısınız. Örneğin, kan tahlili için aç kalmak gerekebilir. Doktorunuz size gerekli herhangi bir hazırlık için bilgi verecektir.
- Fizik muayene: Check-up başlamadan önce doktorunuz sizi fizik muayene eder ve bu muayene sırasında vücudunuzda herhangi bir anormal bulgu olup olmadığı kontrol edilir.
- Testler: Doktorunuz size gerekli olan testleri yaptırmanızı söyler. Örneğin kan tahlili, idrar tahlili, röntgen, EKG gibi testler yapılabilir.
- Sonuçların değerlendirilmesi: Testlerinizin sonuçları değerlendirilir ve doktorunuz size sonuçlar hakkında bilgi verir. Eğer bir sağlık sorunu tespit edilirse doktorunuz size tedavi veya ileri inceleme için öneriler sunabilir.
- Sonuçların rapor edilmesi: Doktorunuz check-up sonuçlarınızı sizinle ve gerektiğinde diğer doktorlarla paylaşır.
Check-up süresi kişiden kişiye ve yaptırılan testlere göre değişebilir. Ancak genellikle birkaç saat sürmektedir.
CHECK-UP Hakkında Merak Edilenler
Sıkça Sorulan Sorular
- Ne zaman check-up yaptırmam gerekir?
Genellikle her yıl yaptırmanız önerilir, ancak doktorunuzun önerisi daha spesifik de olabilir.
- Hangi testler yapılır check-up sırasında?
- Check-up sırasında genellikle fizik muayene, kan tahlili, idrar tahlili, röntgen, EKG gibi testler yapılır.
- Check-up sırasında hangi testler yapılır?
Check-up sırasında genellikle fizik muayene, kan tahlili, idrar tahlili, röntgen, EKG gibi testler yapılır.
- Bu testler Check-up sırasında hangi doktorlar tarafından yapılır?
Check-up sırasında bu testler genellikle birçok doktor tarafından yapılır. Bunlar arasında genel cerrah, kardiyolog, göğüs cerrahı, diyabet uzmanı… Gibi doktorlar yer alabilir.
- Check-up sonucunda tam olarak neyi öğrenirim?
Check-up sonucunda sağlıklı olduğunuzu veya belirli bir sağlık sorununuzun olduğunu öğrenirsiniz. Eğer bir sağlık sorunu tespit edilirse doktorunuz size tedavi veya ileri inceleme için öneriler sunabilir.
- Check-up masrafı nasıl karşılanır?
Check-up masrafı sağlık sigortası aracılığıyla ya da kendi cebinden karşılanabilir. Sigorta şirketinizle veya doktorunuzla masrafları karşılamak için nasıl bir yol izleyeceğinizi konuşun.
- İç hastalıkları muayenesi, bir hekim tarafından yapılan bir tür fizik muayene olabilir. Bu muayene, hastanın vücudunda mevcut olabilecek birçok farklı hastalığı veya hastanın sağlık durumunu belirlemek için yapılabilir. Bu muayene genellikle bir fizik muayene, laboratuvar testleri, görüntüleme testleri veya diğer tanı yöntemleri gibi ek testlerle birlikte yapılabilir. Ayrıca, bir iç hastalıkları uzmanı tarafından gerçekleştirilir.
- Kardiyoloji muayenesi, bir kardiyolog tarafından yapılan bir tür fizik muayenedir. Bu muayene, kalp ve damar sistemiyle ilgili sorunları belirlemek için yapılır. Genellikle bir fizik muayene, elektrokardiyografi (EKG), ekokardiyografi (EKO), görüntüleme testleri veya diğer tanı yöntemleri gibi ek testlerle birlikte yapılabilir. Ayrıca, bir kardiyoloji uzmanı tarafından gerçekleştirilir.
- Nöroloji muayenesi, bir nörolog tarafından yapılan bir tür fizik muayenedir. Bu muayene beyin, omurilik ve sinir sistemiyle ilgili sorunları belirlemek için yapılır. Genellikle bir fizik muayene, nörolojik testler, görüntüleme testleri veya diğer tanı yöntemleri gibi ek testlerle birlikte yapılabilir ve bir nörolog tarafından gerçekleştirilir. Nöroloji muayenesi, nörolojik hastalıkların tanısı ve tedavisi için gereklidir.
- Kulak-Burun-Boğaz (KBB) hastalıkları muayenesi, bir KBB uzmanı tarafından yapılan bir tür fizik muayenedir. Bu muayene kulak, burun ve boğaz bölgelerinde olabilecek sorunları belirlemek için yapılabilir. Genellikle bir fizik muayene, endoskopik inceleme, görüntüleme testleri veya diğer tanı yöntemleri gibi ek testlerle birlikte yapılabilir ve bir KBB uzmanı tarafından gerçekleştirilir. KBB muayenesi, KBB bölgesinde olan hastalıkların tanısı ve tedavisi için gereklidir.
- Diyetisyen görüşmesi, bir diyetisyen tarafından verilen bir tür sağlık hizmetidir. Bu görüşme kişinin beslenme, diyet alışkanlıklarını, vücut kompozisyonunu ve sağlık durumunu değerlendirmek için yapılır. Diyetisyen, kişinin sağlık amaçlarına uygun bir diyet planı oluşturmak için önerilerde bulunabilir ve diyetisyen, kişinin diyetle ilgili sorunlarını çözmek için danışmanlık hizmeti sunabilir.
- Ekokardiyografi (EKO), kalbin işleyişini görüntülemek için kullanılan bir tür ultrasonografi (USG) yöntemidir. Bu test kalbin atım hızı, ritmi ve diğer özelliklerini değerlendirmek için kullanılır. EKO, kalbin yapısını ve fonksiyonunu incelemek için kullanılan birçok farklı modları içerir. Bu modlar arasında Doppler ekokardiyografi, transtorasik ekokardiyografi (TTE) ve transözofageal ekokardiyografi (TEE) gibi modlar mevcuttur. EKO, kalp yetersizliği, kalp yetmezliği, kalp kapak hastalıkları, kalp hücresi yetmezliği, anevrizma ve diğer kalp hastalıklarının tanısı ve tedavisi için kullanılır.
- Elektrokardiogram (EKG) veya EKG, kalbin elektriksel aktivitesini ölçmek için kullanılan bir tür testtir. Bu test kalbin atım hızı, ritmi ve diğer özelliklerini değerlendirmek için kullanılır. EKG için dört veya daha fazla elektrot (yapışkan plaklar) kişinin cildine yerleştirilir. Elektrotlar, kalbin elektriksel aktivitesini ölçer ve sinyalleri bir cihaza gönderir. Cihaz, bu sinyalleri grafik olarak kaydeder ve bir hekim tarafından değerlendirilir. EKG kalp aritmileri, kalp kapak hastalıkları, kalp yetersizliği, kalp hücresi yetmezliği, miokard infarktüsü ve diğer kalp hastalıklarının tanısı ve tedavisi için kullanılır.
- Akciğer radyografisi, PA (posterior-anterior) veya tek yönlü olarak adlandırılan ve akciğerlerin görüntüsünü çekmek için kullanılan bir tür radyografi (x-ray) yöntemidir. Bu yöntemle akciğerlerin arka ve ön taraflarının görüntüsü çekilir. Görüntüler doktorlar tarafından akciğerlerde oluşabilecek sorunların tanı ve tedavisi için örneğin, PA akciğer radyografisi, akciğer kanseri, pnömoni, bronşit, akciğer fibrozu, emfizem ve diğer akciğer hastalıklarının tanı ve tedavisi için de kullanılmasının yanı sıra bu yöntem daha önceden var olan bir hastalığın ilerlemesini izlemek için de kullanılabilir.
- Tüm abdomen US (Ultrasonografi), karın içi organlarının görüntüsünü almak için kullanılan bir tür ultrasonografi (USG) yöntemidir. Karın içi organların yapısını ve fonksiyonlarını incelemek için kullanılır. Tüm abdomen US, karaciğer, böbrekler, pankreas, safra kesesi, bağırsaklar ve diğer karın içi organların sağlık durumunu değerlendirmek için kullanılabilir. Bu test karın ağrısı, şişkinlik, karın şişliği, ağızda acı gibi belirtilerin nedeni olabilecek birçok hastalığın tanısında da kullanılır. Bu testte, hekim tarafından ultrason ekipmanıyla cildin üstüne bir jel uygulanır ve cildin üstünde gezdirilen bir sondayla vücut içindeki organların görüntüsü alınır.
- Ultrason (US), Bilateral Meme (iki taraflı meme) için bir tarama yöntemidir. Ultrason, dalgalar kullanarak meme dokusunun görüntüsünü alır. Bu yöntem radyasyon içermez ve meme dokusunun iç yapısını gösterebilir. Bilateral meme taraması hem sağ hem de sol memenin taranmasını içerir. Meme kanseri veya diğer meme hastalıklarının erken teşhisi için kullanılabilir. Tarama sırasında doktor genellikle bir US makinesi kullanır ve bir kadının memelerini belirli bir sırayla tarar.
- Mamografi, Bilateral (iki taraflı) olarak yapılabilir. Bu bir meme tarama yöntemidir. Mamografi, kompresyonlu radyografi tekniği kullanarak meme dokusunun görüntüsünü alır. Bu yöntem radyasyon kullanır ve meme dokusunun iç yapısını gösterir. Bilateral mamografi hem sağ hem de sol memenin taranmasını içerir. Meme kanseri veya diğer meme hastalıklarının erken teşhisi için kullanılabilir. Tarama sırasında bir kadının memeleri belirli bir sırayla kompresyonlu olarak taranır ve çekilen görüntüler bir radyolog tarafından yorumlanır. Tarama sıklığı genellikle kadının yaşına, meme tarihine ve diğer risk faktörlerine göre değişir.
- CA 19-9, karaciğer, pankreas ve bağırsak kanserlerinde yaygın olarak kullanılan bir tümör belirteci olarak bilinir. Bu test, kanser hücreleri tarafından üretilen ve kan dolaşımına karışan bir protein olan sialylated Lewis(a) antijeninin (sLe(a)) miktarını ölçer. CA 19-9 düzeyleri yüksek olan kişilerde bu tür kanserlerin olası bir işareti olarak kabul edilir. Ancak yalnızca tek başına CA 19-9 düzeyleri kanser tanısını koymak için yeterli değildir. Düzeyleri yüksek olmasına rağmen kanser olmayan birçok kişide de CA 19-9 düzeyleri yüksek çıkabilir. Bu nedenle, CA 19-9 testiyle kesin bir tanı konulması için diğer tanı yöntemleri ve testlerle birlikte kullanılması gerekir.
- CA 15-3, kanser hücresi tarafından üretilen bir bileşen olan antijen-15-3'ün düzeyini ölçen bir kan testidir. Bu test, özellikle meme kanserinde kullanılır. CA 15-3 düzeyleri meme kanseri hücrelerinin varlığını veya yayılmasını gösterebilir. Bu nedenle CA 15-3 testi meme kanserinin teşhisi, tedavi seçimleri ve tedavinin etkililiğinin izlenmesinde kullanılabilir. Ancak CA 15-3 testi sadece meme kanseri için kullanılmaz. Ayrıca diğer kanser türlerinde de yüksek CA 15-3 düzeyleri görülebilir. Bu nedenle CA 15-3 testi yalnızca bir kanser teşhisi için kullanılmamalıdır ve genellikle diğer tanı yöntemleriyle birlikte kullanılır.
- CA 125, kanser hücresi tarafından üretilen bir bileşen olan antijen-125'in düzeyini ölçen bir kan testidir. Bu test özellikle endometrial, ovaryum ve peritoneal kanserlerinde kullanılır. CA 125 düzeyleri, kanser hücrelerinin varlığını veya yayılmasını gösterebilir. Bu nedenle CA 125 testi, kanserin teşhisi, tedavi seçimleri ve tedavinin etkililiğinin izlenmesinde kullanılabilir. Ancak, CA 125 testi sadece kanser için kullanılmaz, ayrıca non-malign (kötü huylu olmayan) durumların bazılarında da yüksek CA 125 düzeyleri görülebilir. Bu nedenle, CA 125 testi yalnızca bir kanser teşhisi için kullanılmak yerine genellikle diğer tanı yöntemleriyle birlikte kullanılır.
- CEA (carcinoembryonic antigen) karaciğer, pankreas, bağırsak ve diğer gastrointestinal (GI) organların kanserlerinde yaygın olarak kullanılan bir tümör belirteci olarak bilinir. Bu test, kanser hücreleri tarafından üretilen ve kan dolaşımına karışan bir protein olan CEA düzeylerini ölçer. CEA düzeyleri yüksek olan kişilerde bu tür kanserlerin olası bir işareti olarak kabul edilir. Ancak yalnızca tek başına CEA düzeyleri kanser tanısını koymak için yeterli değildir. Düzeyleri yüksek olmasına rağmen kanser olmayan birçok kişide de CEA düzeyleri yüksek çıkabilir. Bu nedenle, CEA testiyle kesin bir tanı konulması için diğer tanı yöntemleri ve testlerle birlikte kullanılması gerekir.
- AFP (alpha-fetoprotein) karaciğer kanseri, testis kanseri ve bazı diğer tümörlerde yaygın olarak kullanılan bir tümör belirteci olarak bilinir. Bu test, kanser hücreleri tarafından üretilen ve kan dolaşımına karışan bir protein olan AFP düzeylerini ölçer. AFP düzeyleri yüksek olan kişilerde, bu tür kanserlerin olası bir işareti olarak kabul edilir. Ancak yalnızca tek başına AFP düzeyleri kanser tanısını koymak için yeterli değildir. Düzeyleri yüksek olmasına rağmen kanser olmayan birçok kişide de AFP düzeyleri yüksek çıkabilir. Bu nedenle, AFP testiyle kesin bir tanı konulması için diğer tanı yöntemleri ve testlerle birlikte kullanılması gerekir.
- ESR (erythrocyte sedimentation rate) vücudun inflamatuvar bir durumda olduğunu göstermek için kullanılan bir laboratuvar testidir. Bu test, kan içindeki eritrositlerin (kırmızı kan hücreleri) ağırlığına göre hızla aşağıya doğru kaymasını ölçer. ESR düzeyleri inflamasyon veya enflamasyonla ilişkili hastalıkların varlığını gösterebilir. Örneğin, ESR düzeyleri artmış olan kişilerde artrit, lupus, tüberküloz, kanser ve diğer inflamatuvar hastalıkların olası bir işareti olarak kabul edilir. Ancak ESR düzeyleri yalnızca bir inflamasyonun varlığını gösterebileceği gibi inflamasyon olmasa dahi yüksek çıkabilir. Bu nedenle, ESR testiyle kesin bir tanı konulması için diğer tanı yöntemleri ve testlerle birlikte kullanılması gerekir.
- CRP (C-reaktif protein) bir vücuttaki inflamasyonun belirteci olarak kullanılan bir protein miktarıdır. CRP düzeyi yüksekse vücutta bir enflamasyon olduğu anlamına gelir.
- Tam idrar tetkiki, idrar örneğinin fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özelliklerinin incelenmesi için yapılan bir laboratuvar testidir. Bu test idrarın rengi, kokusu, yoğunluğu, pH düzeyi, protein, glukoz, keton, bilirubin, eritrositler, bakteriler gibi birçok faktöre bakar.
- Gaitada gizli kan, idrarda görülmeyen; ama kan olduğu anlaşılması durumudur. Bu durumda idrar normal görünürken sadece laboratuvar testleriyle kan bulunabilir. Gaitada gizli kan, genellikle böbrek veya üriner sistemde bir hastalık ya da tahribat nedeniyle oluşur. İdrar analizi sırasında idrar içindeki eritrositlerin (kan hücrelerinin) sayısı arttığı veya idrar rengi değiştiği fark edilir.
- Romatoid faktör (RF) bir antikor olarak adlandırılan bir protein miktarıdır. RF vücutta bulunan birçok inflamatuvar hastalıkta yüksek olarak bulunur. Ancak RF yüksekliği en sık olarak romatoid artrit (RA) adı verilen bir tür eklem iltihabı hastalığında görülür. Bu hastalıkta, vücudun bağışıklık sistemi normal hücrelere yanlışlıkla saldırır ve eklemlerde iltihap oluşur. RF düzeyinin yüksekliği RA gibi romatolojik hastalıkların varlığının belirteci olarak alınır.
- Hemogram, tam kan sayımı (CBC) olarak da bilinir, kanın farklı bileşenlerini ölçen yaygın bir kan testidir. Ölçülen bileşenler arasında kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositler bulunur. Bu test anemi, enfeksiyon, kanser gibi birçok hastalığın belirtilerini ortaya çıkarabilir.
- Demir testleri kandaki birkaç maddeyi ölçerek vücut içindeki demir miktarını tayin eder. Bu testler sıklıkla aynı zamanda istenir ve sonuçlar birlikte ele alınarak demir eksikliği veya fazlalığının belirlenmesi ve/veya izlenmesine yardımcı olurlar.
- Total Demir Bağlama Kapasitesi testiyle kandaki demir bağlayan bölgelerin demire ne dereceye kadar doyurulabildiğini ölçmektedir. Serumdaki demir bağlayan grupların neredeyse tamamının transferrin üzerinde bulunmasından dolayı, bu test aynı zamanda kandaki transferrin miktarının dolaylı yoldan bir ölçütüdür.
- Ferritin, hücrelerde bulunan ve demir depolamak için kullanılan bir protein olarak tanımlanabilir. Ferritin karaciğer, dalak, kemik iliği ve kas dokusunda bulunur. Kan içindeki ferritin miktarı, vücuttaki demir stoklarının seviyesini gösterir ve anemia (demir eksikliği) veya demir fazlalığı gibi durumlar için bir göstergedir.
- GGT (gamma-glutamil transferaz) karaciğerde özellikle bulunan; ama aynı zamanda pankreas ve safra kesesinde de küçük miktarlarda bulunan bir enzimdir. Amino asit ve peptitlerin metabolizmasında yer alır. Sıklıkla karaciğer fonksiyon ve hasarının bir göstergesi olarak kullanılır. GGT seviyelerinde yükselme, karaciğer hasarı, alkol kullanımı, karaciğer tümörleri ve bazı ilaçlar gibi nedenlere bağlı olarak görülebilir.
- ALP (Alkali Fosfataz) vücutta çeşitli dokularda bulunan bir enzimdir. Bunlar arasında karaciğer, kemik ve plasenta yer alır. ALP en çok karaciğer ve kemik dokusunda bulunur. Karaciğer fonksiyonunun ve kemik sağlığının bir göstergesi olarak kullanılır. ALP seviyelerinde yükselme karaciğer hastalıkları, kemik tümörleri, bazı ilaçlar ve hamilelik gibi nedenlere bağlı olarak görülebilir.
- Amilaz, sindirim sistemi içinde bulunan enzimlerden biridir ve karbonhidratların parçalanmasına yardımcı olur. Özellikle pankreas dokusunda üretilip açlıkta ve yeme sonrasında salgılanır. Amilaz sindirim sistemi içinde kabızlık, sindirim sistemi kanserleri veya pankreatit gibi hastalıklar için bir göstergedir.
- Kalsiyum testi, kan içindeki kalsiyum miktarını ölçen bir kan testidir. Bu test kalsiyum düzeylerinin normal aralıkta olup olmadığını belirlemek için yapılır ve kalsiyum düzeyleri yüksek veya düşük olduğunda çeşitli sağlık sorunlarının varlığına işaret edebilir. Örneğin düşük kalsiyum düzeyleri, osteoporoz veya paratiroid bezinin çalışmaması gibi kemik sağlığı sorunlarına, yüksek kalsiyum düzeyleri ise böbrek problemleri veya kalsiyum metabolizması bozukluğu gibi durumlara işaret edebilir.
- Sodyum kan içindeki sodyum miktarını ölçen bir kan testidir. Sodyum, vücutta su dengesini kontrol etmek için gerekli olan bir elektrolit olup, sodyum düzeyleri normal aralıkta olmalıdır. Sodyum düzeyleri yüksek veya düşük olduğunda, çeşitli sağlık sorunlarının varlığına işaret edebilir. Örneğin düşük sodyum düzeyleri hiponatremi olarak adlandırılan bir duruma veya böbrek hastalığına işaret edebilir, yüksek sodyum düzeyleri ise hipernatremi olarak adlandırılan bir duruma veya böbrek yetmezliğine işaret edebilir.
- Potasyum testi, kan içindeki potasyum miktarını ölçen bir kan testidir. Potasyum, vücutta elektriksel impulsların taşınması, kas kontraksiyonları ve böbrek fonksiyonları gibi çeşitli fonksiyonlar için gerekli olan bir elektrolit olup, potasyum düzeyleri normal aralıkta olmalıdır. Potasyum düzeyleri yüksek veya düşük olduğunda, çeşitli sağlık sorunlarının varlığına işaret edebilir. Örneğin düşük potasyum düzeyleri hipokalemi olarak adlandırılan bir duruma veya böbrek hastalığına işaret edebilir, yüksek potasyum düzeyleri ise hiperkalemi olarak adlandırılan bir duruma veya böbrek yetmezliğine işaret edebilir.
- Mikroalbuminüri, idrar içinde az miktarda albumin proteininin bulunmasına denir. Buysa böbrek hastalığının erken bir işareti olarak kabul edilir. İdrarda mikroalbuminüri, böbreklerin filtreleme yeteneğinin zayıflatmasına veya hasar görmesine neden olan hastalıkların varlığına işaret edebilir. Örneğin diyabet, hipertansiyon veya glomerülonefrit gibi hastalıklar idrarda mikroalbuminüriye yol açabilir. Bu nedenle idrarda mikroalbuminüri tespit edildiğinde böbreklerin sağlığının değerlendirilmesi ve uygun tedavinin verilmesi gerekir.
- Lp(a) (lipoprotein (a) LDL benzeri bir lipoprotein parçacığıdır. Bu parçacık, LDL parçacığının yanı sıra plazma içinde bir kılcal damar yapısı oluşmasına neden olan bir protein olan apolipoprotein (a) içerir. Yüksek Lp(a) düzeyleri koroner arter hastalığı, inme ve diğer kardiyovasküler hastalıklar için risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Lp(a) düzeyleri genetik olarak belirlenir ve diyet veya yaşam tarzı değişiklikleriyle düşürülemez. Ancak koroner arter hastalığı riskini azaltmak için genel olarak tavsiye edilen sağlıklı yaşam tarzı için değişiklik yapıp korunma tedavisi almak önerilir.
- Anti-TPO (Anti-thyroid peroxidase) Türkçe’de tiroid peroksidaz (TPO) antikoru olarak bilinir. TPO, tiroid bezinde hormon üretiminde rol oynayan bir enzimdir. Anti-TPO testi, tiroid bezinde hastalık oluşmasına neden olan autoimmun süreçlerin varlığını tespit etmek için kullanılır. Özellikle tiroidit (tiroid bezinin iltihaplanması) ve Hashimoto tiroiditi (kronik tiroidit) gibi autoimmun hastalıklarda vücutta TPO'ya karşı oluşan antikorların artması gözlenir. Yüksek Anti-TPO düzeyleri, tiroid bezinde oluşabilecek bir hastalığın varlığına işaret edebilir. Bu nedenle Anti-TPO testi, tiroid bezinde oluşabilecek bir hastalığın erken teşhisinde ve takibinde kullanılır.
- Anti-TroglobulinTürkçe’de tiroglobulin antikoru olarak bilinir. Tiroglobulin, tiroid bezinde hormon üretiminde rol oynayan bir proteindir. Anti-tiroglobulin testi, tiroid bezinde hastalık oluşmasına neden olan autoimmun süreçlerin varlığını tespit etmek için kullanılır. Özellikle tiroidit (tiroid bezinin iltihaplanması) ve Hashimoto tiroiditi (kronik tiroidit) gibi autoimmun hastalıklarda, vücutta tiroglobuline karşı oluşan antikorların artması gözlenir. Yüksek Anti-tiroglobulin düzeyleri, tiroid bezinde oluşabilecek bir hastalığın varlığına işaret edebilir. Bu nedenle Anti-tiroglobulin testi, tiroid bezinde oluşabilecek bir hastalığın erken teşhisinde ve takibinde kullanılır.
- Folik asit, Türkçe'de "Folat" olarak bilinir. Folik asit proteinlerin yapıtaşı olan aminoasitlerin birbirine dönüşmesini sağlar, DNA yapısındaki nükleik asitlerin yapımında ve kan hücrelerinin yapımı ve çoğalmasında etkilidir. Bebeğinizin vücudunda ilk gelişen sistemlerden biri sinir sistemidir ve folik asit özellikle sinir sisteminin gelişiminde önemli bir rol oynar. Hamilelik döneminde folik asitten yetersiz beslenen gebelerin bebeklerinde sinir tüp bozukluğu (nöral tüp defekti) hastalığı olan spina bifida görülmektedir. Spina bifida, beyin ve omuriliği oluşturacak olan tüpün embriyonunun gelişimi sırasında düzgün kapanamaması sonucu meydana gelir. Embriyonun nöral tüpünün kapanması hamileliğin ilk dönemlerinde gerçekleşir.
- Vitamin B12, Vücudumuzda özellikle sinir sistemi ve kanda hücrelerin bölünmesi için gereklidir. Aynı zamanda vitamin B12, homosistein adlı bir amino asitin vücutta düşük seviyede tutulmasını da sağlar. Bu nedenle düşük vitamin B12 düzeyleri, homosistein düzeylerinde yükselmeye ve bu yükselmenin kardiyovasküler hastalıklara neden olabileceği bilinmektedir. Vitamin B12 eksikliği özellikle vegan veya malabsorbsiyon problemi olan kişilerde, anormal sinir sistemi ve kanda hücrelerinin bölünmesi gibi sorunlara yol açabilir. Vitamin B12 eksikliğini önlemek için yeterli miktarda vitamin B12 alınması önerilir.
- Kalsidiyol, Türkçe'de "Kalsiyum D vitamini" olarak bilinir. Vücudumuzda kemiklerin sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve korunması için gereklidir. Aynı zamanda kalsiyum D vitamini, vücuttaki kalsiyumun emilimini ve kullanımını artırır. Düşük kalsiyum D vitamini düzeyleri, kemiklerde güçsüzlük ve osteoporoz gibi sorunlara yol açabilir. Kalsiyum D vitamini eksikliği özellikle yaşlı ve/veya iç mekanlarda çok az vakit geçiren kişilerde daha sık görülür.
- TSH, Türkçe'de "Tiroid Stimülan Hormon" olarak bilinir. TSH, hipofiz bezi tarafından üretilen bir hormonudur ve tiroid bezi tarafından üretilen tiroid hormonlarının (T3 ve T4) düzeylerini kontrol etmek için kullanılır. Eğer T3 ve T4 düzeyleri düşükse hipofiz bezi TSH üretimini arttırır ve bu tiroid bezini daha fazla hormon üretmeye zorlar. Eğer T3 ve T4 düzeyleri yüksekse hipofiz bezi TSH üretimini azaltır ve tiroid bezini daha az hormon üretmeye zorlar. TSH düzeyleri, tiroid bezinin fonksiyonlarının sağlıklı olduğunu veya hastalıkların varlığını takip etmek için kullanılır. Örneğin yüksek TSH düzeyleri, hipotiroidi (tiroid bezinin yeterli hormon üretmediği) durumunu gösterirken düşük TSH düzeyleri hipertiroidi (tiroid bezinin aşırı hormon ürettiği) durumunu gösterir.
- T4, tiroid bezi tarafından üretilen bir tiroid hormonudur. T4, vücudun gelişimi ve metabolizmasını düzenlemek için gereklidir. T4 düzeyleri, tiroid bezinin fonksiyonlarının sağlıklı olduğunu veya hastalıkların varlığını takip etmek için kullanılır. Örneğin yüksek T4 düzeyleri hipertiroidi (tiroid bezinin aşırı hormon ürettiği) durumunu gösterirken düşük T4 düzeyleri hipotiroidi (tiroid bezinin yeterli hormon üretmediği) durumunu gösterir. T4 düzeyleri kanda yapılan bir kan testiyle ölçülür. Bu test, hipotiroidi veya hipertiroidi gibi tiroid hastalıklarının teşhisi ve tedavisi için kullanılır.
- HBsAg, Türkçe'de "Hepatit B Superficial Antijeni" olarak bilinir. HBsAg, hepatit B virüsünün bir parçasıdır ve vücudun içinde bulunan virüsün varlığının belirtisidir. HBsAg, kan veya idrar testiyle ölçülür. HBsAg pozitif olarak bulunması kişinin hepatit B virüsüyle enfekte olduğunu veya enfekte olmuş bir kişi olduğunu gösterir. Aynı zamanda HBsAg pozitif olarak bulunması kişinin virüsü bulaştırabileceği anlamına gelir. HBsAg testi, hepatit B aşısı alınması için önerilen kişilerde yapılır veya kronik hepatit B teşhisi konulması için kullanılır.
- Anti-HBs, vücudun hepatit B virüsüne karşı oluşmuş olan antikorlarının varlığını gösterir. Anti-HBs, kan testiyle ölçülür. Anti-HBs pozitif olarak bulunması kişinin hepatit B virüsüne karşı bağışıklık kazandığını veya aşıyla korunmuş olduğunu gösterir. Anti-HBs testi, hepatit B aşısı almış kişilerde yapılır veya aşının etkili olup olmadığını kontrol etmek için kullanılır.
- Anti-HCV, Türkçe'de "Hepatit C virüsüne karşı antikor" olarak bilinir. Anti-HCV, vücudun hepatit C virüsüne karşı oluşmuş olan antikorlarının varlığını gösterir. Anti-HCV, kan testiyle ölçülür. Anti-HCV pozitif olarak bulunması kişinin hepatit C virüsüyle enfekte olduğunu gösterir. Bu aynı zamanda, Anti-HCV pozitif bulunması kişinin virüsü bulaştırabileceği anlamına gelir. Anti-HCV testi, hepatit C teşhisi konulması için kullanılır.
- Anti-HIV, Türkçe'de "HIV virüsüne karşı antikor" olarak bilinir. Anti-HIV, vücudun HIV virüsüne karşı oluşmuş olan antikorlarının varlığını gösterir. Anti-HIV, kan testiyle ölçülür. Anti-HIV pozitif bulunması kişinin HIV virüsüyle enfekte olduğunu gösterir. Aynı zamanda Anti-HIV pozitif bulunması kişinin virüsü bulaştırabileceği anlamına gelir. Anti-HIV testi, HIV teşhisi konulması için kullanılır.
- Glukoz Testi, Türkçe'de "şeker testi" olarak bilinir. Bu test, vücuttaki glukoz düzeylerini ölçmek için kullanılır. Glukoz, vücudun enerji kaynağı olarak kullandığı bir şeker türüdür. Glukoz testi özellikle diyabet (şeker hastalığı) teşhisi veya tedavisi için yapılır. Test, genellikle kan örneği alınarak yapılır ve glukoz düzeylerinin ne kadar yüksek olduğunu gösterir.
- HbA1c, Türkçe'de "hemoglobin A1c" olarak bilinir. Bu test vücuttaki ortalama glukoz düzeylerini ölçmek için kullanılır. HbA1c, hemoglobin adı verilen kana oksijen taşıyan proteinle glukozun birleşmesi sonucu oluşan bir üründür. Bu test, diyabet (şeker hastalığı) teşhisi veya tedavisi için kullanılır. Test genellikle kan örneği alınarak yapılır ve glukoz düzeylerinin ortalama olarak ne kadar yüksek olduğunu gösterir.
- İnsülin testi, Türkçe'de "insülin düzeylerini ölçme testi" olarak bilinir. Bu test, vücuttaki insülin hormonunun düzeylerini ölçmek için kullanılır. İnsülin, vücutta glukozun enerji olarak kullanılmasını sağlayan bir hormonudur. Bu test, özellikle diyabet (şeker hastalığı) teşhisi veya tedavisi için yapılır. Test genellikle kan örneği alınarak yapılır ve insülin düzeylerinin ne kadar yüksek olduğunu gösterir.
- Kolesterol testi, Türkçe'de "kolesterol düzeylerini ölçme testi" olarak bilinir. Bu test, vücuttaki kolesterol miktarını ölçmek için kullanılır. Kolesterol, yağ benzeri bir maddedir. Vücut tarafından üretilen kolesterol sağlıklı bir seviyede tutulmalıdır. Ancak yüksek kolesterol düzeyleri, kalp ve damar hastalıklarına yol açabilir. Bu test genellikle kan örneği alınarak yapılır ve kolesterol düzeylerinin ne kadar yüksek olduğunu gösterir.
- LDL, Türkçe'de "düşük yoğunluklu lipoprotein" olarak bilinir. LDL kolesterol, "kötü kolesterol" olarak da bilinir; çünkü yüksek düzeyleri kalp ve damar hastalıklarına yol açabilir. LDL, vücutta kolesterol taşıyan bir protein olarak hizmet eder ve özellikle kalp sağlığı için önemlidir. Kan testiyle LDL düzeyleri ölçülebilir. Düşük LDL düzeyleri sağlıklı bir seviyede tutulmalıdır.
- HDL, HDL kolesterol, "iyi kolesterol" olarak da bilinir; çünkü yüksek düzeyleri kalp ve damar hastalıklarının riskini azaltır. HDL, vücutta kolesterol taşıyan bir protein olarak hizmet eder ve özellikle kalp sağlığı için önemlidir. Kan testiyle HDL düzeyleri ölçülebilir. Yüksek HDL düzeyleri sağlıklı bir seviyede tutulmalıdır.
- Trigliserit, Türkçe'de "tri-gliserit" olarak bilinir. Trigliseritler, vücutta enerji için kullanılan yağların bir türüdür. Trigliseritler, kan dolaşımı içinde taşınan bir tür yağ molekülüdür. Yüksek trigliserit düzeyleri kalp ve damar hastalıklarına yol açabilir. Bu nedenle, trigliserit düzeylerinin düzenli olarak ölçülmesi önemlidir. Trigliserit düzeyleri kan testiyle ölçülebilir.
- Ürik asit, vücutta oluşan atık bir maddedir ve vücut tarafından idrarla atılır. Ürik asit, proteinlerin parçalanması sonucunda oluşur. Yüksek ürik asit düzeyleri nefrit veya artrit gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Ürik asit düzeyleri kan testiyle ölçülebilir.
- Üre, vücutta oluşan atık bir maddedir ve vücut tarafından idrarla atılır. Proteinlerin parçalanması sonucunda oluşur. Yüksek üre düzeyleri böbrek fonksiyonlarının bozulmuş olduğunu gösterir. Üre düzeyleri kan testiyle ölçülebilir.
- Kreatinin, vücutta oluşan atık bir maddedir ve vücut tarafından idrarla atılır. Kas dokusunda bulunan kreatin adlı maddenin parçalanması sonucunda oluşur. Kreatinin düzeyleri böbrek fonksiyonlarının ölçüsü olarak kullanılır. Yüksek kreatinin düzeyleri böbrek fonksiyonlarının bozuk olduğunu gösterir. Kreatinin düzeyleri kan testiyle ölçülebilir.
- ALT (Alanine aminotransferaz) ve SGPT (Serum Glutamat Piruvat Transaminaz) Türkçe'de aynı şeyi ifade eder. Bu enzimler karaciğer hücrelerinde bulunur ve karaciğer hasarı olduğunda kan dolaşımına geçer. Bu nedenle ALT/SGPT düzeyleri yüksekse karaciğer hasarı olduğu düşünülür. Bu enzimlerin düzeyleri kan testiyle ölçülebilir. ALT/SGPT düzeylerinin yüksek olması karaciğer hastalıkları, karaciğer içi tümörler, karaciğer içi kanamalar, viral hepatitis, alkolizm, ilaç etkileri gibi nedenlere bağlı değişebilir.
- AST (Aspartat aminotransferaz) ve SGOT (Serum Glutamik Oxaloasetat Transaminaz) aynı şeyi ifade eder. AST/SGOT, karaciğer, böbrek, kalp ve diğer dokularda bulunan hücrelerin hasarı durumunda kan dolaşımına geçer. Bu nedenle AST/SGOT düzeyleri yüksekse bu dokularda hasar olduğu düşünülür. Bu enzimlerin düzeyleri kan testiyle ölçülebilir. AST/SGOT düzeylerinin yüksek olması karaciğer hastalıkları, kalp krizi, kalp yetmezliği, böbrek hasarı, kas hasarı, ilaç etkileri gibi nedenlere bağlı olabilir..
- Prostat spesifik antijen (PSA) testi, prostat kanserinin erken teşhisinde kullanılan bir kan testidir. PSA, prostat bezinde üretilen bir bileşendir ve normal durumlarda küçük miktarlarda vücutta bulunur. Ancak prostat kanseri oluştuğunda PSA düzeyleri yükselir. PSA testi, prostat kanserinin varlığını tespit etmek için kullanılır ve genellikle 50 yaşın üzerindeki erkeklerde yıllık olarak yapılır. PSA düzeyleri yüksek olsa da bu her zaman prostat kanseri anlamına gelmez. PSA düzeyleri yüksek olan erkeklerde, genellikle prostat biyopsisi yapılır ve kanser varlığı doğrulanır veya olmadığı tespit edilir. PSA testi, kanserin erken teşhisi için önemlidir; çünkü erken teşhis edilen kanserler tedavi edilirken daha iyi sonuçlar verir. Ancak PSA testi sadece prostat kanseri için kullanılmaz ve diğer tanı yöntemleriyle birlikte kullanılır.
Check-Up Danışmanı Sizi En Yakın Zamanda Arayacaktır.
Tıbbi Formunu Doldurun
Bir hastalık ya da sağlık sorunu ile ilgili bir doktor veya sağlık profesyoneli ile yapılan konuşmadır. Bu konuşma, hastalığın tanısının konulması, tedavi planının oluşturulması ve hastanın sağlık durumunun izlenmesi için yapılır.